İsrail gazetesi The Jerusalem Post, İran’ın füze akınlarında gece saatlerini seçmesinin tesadüf olmadığını öne sürdü.
Habere nazaran, Tahran’ın gece karanlığında düzenlediği taarruzlar, saklılık, şaşırtma ve dehşet üzere ögeleri barındıran bir askeri doktrini yansıtıyor.
Ancak maksat sadece ruhsal savaşta üstünlüğü ele geçirmekten ibaret değil. İran’ın taarruzlar için geceyi beklemesi, tıpkı vakitte birtakım teknik zorunluluklardan da kaynaklı.
Zira füzeler uçakların tersine itici güç olarak atmosferdeki oksijene bağımlı değil. Bunun nedeni ise balistik füzelerin, oksijenin bulunmadığı yahut son derece seyrek olduğu yüksek irtifalarda seyretmesi.
Bu yüzden her füzenin, içerisinde yakıtın yanı sıra oksitleyici unsurlar de taşıması gerekli.
The Jerusalem Post’un haberine nazaran, İran’ın uzun menzilli füzeleri çoklukla sıvı yakıtla çalışıyor.
FIRLATMAYA HAZIR HALE GELMESİ VAKİT ALIYOR
Bu tıp füzelerin fırlatmaya hazır hale gelmesi vakit alan bir süreç.
Yakıt ve oksitleyici hususun son derece dikkatli bir biçimde füzenin içerisine yerleştirilmesi gerekiyor.
Bu durum yakıt ikmal kademesinde İran ordusunu,, İsrail’in uyduları ve keşif uçakları karşısında savunmasız hale getiriyor.
İran,, tespit edilme ve atak tehlikesini azaltmak için yakıt ikmal operasyonlarını çoğunlukla gece vakti yapıyor.
Bu nedenle ataklarda da görüşün düşük olduğu ve havadan tespit ihtimalinin değerli ölçüde azaldığı gece saatleri tercih ediliyor.
Kaynak: Haber7
